İLM-İ LEDÜN SOHBETİ - 4
Canibim.Com

İLM-İ LEDÜN SOHBETİ - 4 - Canibim.Com

 Allahu Taala’ya mahsus olan ilm gizlidir.Mevcudatın Hakk’a rabıtasını vs. hakikatleri bilenler ilahi ilme nail olanlardır.Cenab’ı Hakk’ın hakikatinin bilinemeyeceğini öğrenmek en büyük bilgidir.”Hak gayrı malum Halk malumdur” demişlerdir, ama aslında Cenab’ı Hakk’ın mevcudiyetini bilmek kolay, insanı kamili bilmek zordur.Cenab’ı Hakk sıfatı selbiyesi ile bilinir, ama İnsan-ı Kamil beşeri sıfatlarla örtülüdür.Bununla beraber onun hususi bir tarafı vardır ki eğer o vechile halka görünse onu mabud ittihaz ederlerdi.


 İlahi bilgiye nail olanlar eğer gizli sırları ehli yanında lisana getirirlerse makbul olur, ama ilm davasında olupta Hakk’ı bildiklerini zanneden mağrurlar red ve inkar ederler, bunlar akli delillere dayanan, hakiki keşif yoluyla bilmeyenlerdir.Nazari ilm perde arkasındadır, ona “şuur” derler ki red ve inkardan kurtulamaz.Keşfi olan Allah’ın verdiği ilm ise böyle değildir.Zahir ilmi köyün nihayeti olup, öteye geçilemediği gibi.


 Batın,  yani keşfi ilm de bütün bilgilerin nihayeti olup onun ilerisinde mertebe olmaz, orada yakın hasıl olur (Ve’aabüdu rabbike hatta yetikel yakin)..Şer’i ibadetlerin gayesi keşif ilmine vardırmaktır.(Men ma’te vehüve ya’lemu inne lailahe dahale cennete)= hadisi şerifde buyrulduğu gibi muvahhit ve Hakk’ın birliğine inanan da, şeriate iman eden gibidir, daimi olarak azabta (Cehennemde) kalmaz rahman ve rahim olan Allah’ın lütfuyle kurtulur, evliya ve peygamberlere inananların şefaatleriyle kurtuldukları gibi.


 Peygamberlerin getirdikleri şeriat ilmiyle iman edenler olduğu gibi, peygamber gelmiyen yerlerde, dağ tepelerinde, deniz ortasındaki adalarda, dünyanın bir ucunda bulunup Hak Taala’yı aklın kılavuzluğu ile bulup bilenler de muvahhittirler.Bu inanç azaptan (cehennemden) kurtulmasına sebep olur.Buna muktedir olamayıp tevhide uymayan işler yapanlar kafir, müşrik ve muattallar gibi cehennemde kalırlar, her mü’min muvahhit olur amma sadece muvahhit olana mü’min denilmez.Zira peygamber davetine mazhar olarak şeriat bilgisi elde edememiştir.Ancak ölüm ile perde açılınca görgü sahibi olur.Görgü sahibi ise birlemeye çalışıp ehli hak olur, hiçbir bilgisi olmayan körlükten kurtulup göze sahip olur amma ne faideki dünyada ama olan ahrette de ama olur.Yani Şuhut ehli olamaz, ancak ahretin halini ve korkunçluğunu görür.Bu görme gözün görüşüdür, ilerlemek için ise basiret yani batın gözü ile görmek lazımdır.

Tüm MAKALELER