Peygamberimizden yiyecek tavsiyeleri
"Dünya ve ahiret yiyeceklerinin en üstünü ettir; dünya ve ahiret içeceklerinin en üstünü sudur; ben de Adem evlatlarının en üstünüyüm ama iftihar etmiyorum."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Dünya ve ahiret yiyeceklerinin en üstünü ettir; dünya ve ahiret içeceklerinin en üstünü sudur; ben de Adem evlatlarının en üstünüyüm ama iftihar etmiyorum."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Dünya ve ahiret ehlinin en üstün yiyeceği ettir; daha sonra pirinçtir."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Nar yiyin; çünkü, mideye giren her nar tanesi kalbi nurlandırır (kanı tasfiye eder) ve şeytanı kırk gün uzaklaştırır. (Başka bir nüshaya göre lâl eder).
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Zeytin yağı yiyin; zira, zeytin yağı aklı açar, balgamı giderir, sinir sistemini güçlendirir, bitkinliği yok eder, ahlakı güzelleştirir, ruhu rahatlatır ve gam ve kederi giderir."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Üzümü tane tane yiyin; çünkü, böyle yemek daha leziz ve daha hoş olur."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Eğer bir şeyde şifa olursa, o şifa hacamat yapanın neşterinde veya bal şerbetindedir."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ümmetimin en üstün ameli, Allah tarafından olan kurtuluşu beklemektir."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Sizin için, (hediye olarak) bal şerbeti getiren kimsenin hediyesini geri çevirmeyin."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Yemek yaptığınızda kabağını çok edin; çünkü kabak hüzünlü kalbi mesrur (başka bir nüshaya göre güçlendirir) eder."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kabak yiyin; çünkü kabak beynin gücünü çoğaltır."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Allah katında, çok yemekten daha nefret edilecek bir şey yoktur."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ya Ali! Mü'minin Allah katındaki kerametinden (değerinden) biri şudur ki; şer çıkarmak için ona bir fırsat tanımamıştır; şer çıkarmaya karar aldığında onun canını alır."
İmam Rıza (a.s.), atası Câfer b. Muhammed'in (a.s.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şerden kaçının; zira şerden kaçınmak ömrü uzatır."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "İnsan ayaküstü namaz kılamazsa, oturarak kılmalıdır; oturarak da kılamazsa, ayakları kıbleye doğru gelecek bir şekilde sırt üstü yatmalı ve (rükû ve secdelerde) işaretle namazını kılmalıdır." (Namaz hiçbir halde terk edilmez.)
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Kim bir şeyi Bana garanti ederse, Ben dört şeyi ona garanti ederim. Sıla-i rahim yaparsa (akrabalarına iyilik ederse); Allah'ın onu sevmesini, rızkını çoğaltmasını, ömrünü uzatmasını ve onu vaad ettiği cennete götürmesini garanti ederim."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) üç kez şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Allah'ım, halifelerime rahmet."
"Halifelerin kimlerdir?" dediklerinde şöyle buyurdular: "Benden sonra gelen, hadis ve sünnetimi rivayet eden ve onları, Benden sonra halka öğretenlerdir."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Dua mü'minin silahı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur. (Öyleyse dua ediniz ve niyetinizi -dua ederken- hâlis kılınız)."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Sirke balı bozduğu gibi, kötü ahlak da (iyi) amelleri bozar. (İmam Ali Rıza Eserinden)
İmam Rıza’dan rivayet edilen hadisler
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.), Hz. Hüseyin’in (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Resûlullah (s.a.v.), yemek yediğinde şöyle dua ediyordu
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.), Hz. Hüseyin'in (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Resûlullah (s.a.v.), yemek yediğinde şöyle dua ediyordu:
'Allahumme barik lena fîhi verzukna hayren minhu.' (Allah'ım, bu yemekte bize bereket ver ve ondan daha hayırlısını bize ihsan eyle).
Süt içtiğinde şöyle diyordu: Allahumme barik lena fîhi verzukna minhu. (Allah'ım, bunda bize bereket ver ve bizi onunla rızıklandır)."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Oruçlu olanınız üç şeyden uzak durmalıdır: Hamam, hacamat (enseden kan aldırmak) ve güzel kadın."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kadının örtülmesi gereken on uzvu vardır, evlendiğinde onlardan biri kapanır; öldüğünde ise onların hepsi kapanır."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Resûlullah'a (s.a.v.), zina yaptığı iddia edilen bir kadın hakkında soru sordular; kadın da bakire olduğunu iddia etti.
Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) bana, kadınların ona (bakire olup olmadığına) bakmaları gerektiğini söylememi emretti. Kadınlar baktıktan sonra onun bakire olduğunu haber verince Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: 'İlahi, bir damga üzerinde olan kimseye had uygulamam.'
Resûlullah'ın (s.a.v.), kadınların bu çeşit yerlerdeki tanıklığını kabul edip geçerli sayıyordu."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Hendek kazdığımızda Hz. Peygamber (s.a.v.) ile birlikte idik. Fâtıma Resûlullah'ın yanına geldi, yanında da bir miktar ekmek vardı, onu Peygamber'e verdi. Resûlullah (s.a.v.), "Bu ekmek nedir?' diye sordu.
Fâtıma, 'Hasan ve Hüseyin için pişirdiğim çörektir, ondan bir parçasını Sana getirdim' diye cevap verdi. Sonra Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: Bil ki bu, üç günden sonra babanın ağzına bırakılan ilk yiyecektir."
Aynı senetle İmam Hasan'ın (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Resûlullah (s.a.v.) iki eliyle bir gül bana verdi, onu burnuma yaklaştırdığımda; 'O gül, Ars'tan (Mersin ağacı, hoş kokulu bir nebat türü) sonra cennet güllerinin en üstünüdür' buyurdu."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Et yemenizi tavsiye ediyorum; çünkü et, et bitirir (uzuvların gelişmesine sebep olur). Kim kırk gün etli yemeği terk ederse, ahlakı kötüleşir."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Resûlullah (s.a.v.), böbrekler idrara çok yakın olduğundan dolayı onları yemiyordu ama onu haram da kılmıyordu."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Talha b. Ubeydullah Resûlullah'ın (s.a.v.) yanına vardı. O sırada Resûlullah'ın elinde bir ayva vardı. Onu Talha'ya verip şöyle buyurdu: Ey Ebâ Muhammed! Al bunu; çünkü, bu, kalbi rahatlatıp güçlendirir."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Kim sabahleyin aç karnına yirmi bir tane kuru üzüm yerse, bedeninde sevmediği bir şey (hastalık) bulamaz."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Resûlullah (s.a.v.) hurma yediğinde çekirdeğini elinin arkasına kor, sonra atardı."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.), o da Resul-i Ekrem'den (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Mercimek yiyiniz; çünkü mercimek, mübarek ve mukaddestir, kalbi yumuşatır ve gözyaşını çoğaltır; Hz. İsa (a.s.) sonuncusu olmak üzere yetmiş peygamber onun bereketi hakkında dua etmişlerdir."
Aynı senetle Hz. Ali'nin (a.s.) hakkında şöyle nakledilmiştir: "Adamın birisi Hz. Ali'yi (a.s.) (yemeğe) davet etti. Bunun üzerine İmam (a.s.) şöyle buyurdu:
'Davetini üç şartla kabul ediyorum.' Davet eden şahıs, 'Ey Mü'minlerin Emiri, o şartlar nelerdir?' diye sorduğunda, şöyle buyurdu:
'Dışarıdan benim için (zahmete düşerek) bir şey almayasın, evde bulunan şeyi benden esirgemeyesin ve ailene zorluk çıkarmayasın.'
Hz. Ali'yi (a.s.) davet eden şahıs, 'Ey Mü'minlerin Emiri, şartlarının tümünü kabul ediyorum' dedi. İmam (a.s.) da onun bu davetini kabul ederek evine gitti.
‘Ben, gelecekte dini küçümsemenizden korkuyorum’
Hz. Ali’den (a.s.), o da Resul-i Ekrem’den (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.), o da Resul-i Ekrem'den (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Ben, gelecekte dini küçümsemenizden, hüküm hakkında rüşvet almanızdan (veya kadılık makamını alıp-satmanızdan), sıla-i rahim (akrabalara iyilik ve ihsan) yapmamanızdan, Kur'an okumak yerine saz ve müziğe yöneleceğinizden ve din hususunda sizden üstün olmayan kimseleri kendinize imam ve rehber yapmanızdan korkuyorum."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.), Resulullah'ın (s.a.v.) kendisine şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Ya Ali! Tuz ye; çünkü tuz yetmiş derde şifadır; o dertlerin (hastalıkların) en küçüğü cüzam, abraş ve deliliktir."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Resûlullah'a (s.a.v.) karpuz (veya kavun) ve hurma getirdiler. Onlardan yiyip şöyle buyurdular: Bunların her ikisi de güzeldir. (Hurmanın tabiatı sıcak, karpuzunki ise soğuktur)."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "O (İmam Hasan), yedinci günü Hasan olarak adlandırıldı ve Hasan isminden Hüseyin türedi." Sözünün devamında buyurdular: "O ikisi arasında ancak bir hamilelik süresi geçmiştir (fazla değil)."
Aynı senetle Ali b. Hüseyin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Peygamber (s.a.v.), İmam Hasan (a.s.) doğduğu gün kulağına namaz ezanı okudu."
Aynı senetle Câfer b. Muhammed (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Babam esansını istedi, ondan baş ve yüzüne (biraz) sürdü.
'Kullandığın esans nedir?' diye sordum. 'Menekşedir' buyurdular. 'Menekşenin üstünlüğü (fazileti) nedir?' dedim. Buyurdular ki: Babam ceddim Hüseyin'den, o da babası Ali'den (a.s.), o da Resûlullah'tan (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir: Menekşenin diğer esanslara üstünlüğü, İslam'ın diğer dinlere üstünlüğü gibidir."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Allah'a isyan ederek kullara itaat eden kimsenin dini yoktur; itaat etmek için Rabbine isyan edense dinsizdir."
Aynı senetle Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Narı zarıyla birlikte yiyiniz; çünkü o midenin temizleyicisidir."
Aynı senetle İmam Rıza (a.s.) Hüseyin b. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Bir gün Allah Resulü (s.a.v.), Ali'nin (a.s.) yanına geldiğinde onun ateşinin yüksek olduğunu gördü ve ona iğde yemesini emretti."
Aynı senetle Hüseyin b. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "İki kişi, aralarındaki problemi çözmesi için Ali'nin (a.s.) yanına geldiler. Birisi bir diğerine başı ve derisinin kendisine ait olması şartıyla bir deve satmış.
Alıcı da deveyi kesmeye karar vermiş. (Ama karşı taraf buna muhalefet ediyormuş).
İmam (a.s.) buyurdular ki: Satıcı sadece baş ve deri miktarınca o deveye ortaktır. (Yani müşterinin deveyi kesmesini engelleyemez)."
Yine aynı senetle İmam Rıza (a.s.) şöyle naklediyor: İmam Hüseyin (a.s.) bir gün istirahat mahalline giderken bir ekmek parçasının yere düşmüş olduğunu gördü.
O ekmeği hizmetçisine emanet ederek şöyle dedi: 'Ben dışarı çıktığımda bu ekmeği bana hatırlat.'
Hizmetçisi ekmek parçasını yedi. İmam (a.s.) oradan çıktığında, 'Sana verdiğim ekmek parçası nerede?' diye sordu. Hizmetçi, 'Ey benim mevlam! Onu yedim' dedi. Bunun üzerine İmam (a.s.), 'Ben seni Allah rızası için serbest bırakıyorum' diye cevap verdi.
Bu olayı gören başka birisi İmam'a (a.s.) dönerek, 'Onu özgürlüğüne mi kavuşturdun?' diye sordu. İmam (a.s.), 'Evet, ben ceddim Resûlullah'tan (s.a.v.) duydum ki şöyle buyuruyordu:
Kim yere düşmüş bir ekmek parçasını alır ve onu eliyle temizleyerek veya yıkayarak yerse, o ekmek parçası henüz onun boğazından geçmeden Allah-u Teala onu cehennem ateşinden kurtarır.'