KURBANI ANLAMAK
Arapça “kurb” kelimesinden türetilen “kurbiyyet” yakınlık, yakın olma halidir. Bu kavram tasavvufta Allah'a yakınlık anlamında kullanılır. Yakınlık veya uzaklık zaman, mekân, mesafe, makam, aidiyet ve mensubiyet açısından değişkendir. İbrahim Selamet yazdı...
Âşıklar için en büyük ceza, yârin gönlünden düşmektir. Sevdiğinin gönlünden düşen âşık, fiziken yakın olsa da hakikatte maşukundan çok uzağa düşmüştür.
Eskiler ne güzel demişler: “Dağdan düşenin parçası bulunur da gönülden düşenin parçası bulunmaz.”
Bu âlemden maksat gönle girebilmek, gönülde kalabilmektir. Gönülde olmanın, huzurda –hazır- olmanın beşer nazarında karşılığı kurbiyyet/ yakınlık makamıdır. Allah katındaki kula dönük karşılığı ise rıza makamında olmaktır.
Sûfi yolunda en büyük sermaye aşk, muhabbet ve kurbiyyettir. Aşk ehli için sevgiliye yakın olmaktan daha yüksek makam yoktur. Bu sebeple ariflerin en büyük korkusu huzurdan kovulmak veya gaflet sebebiyle huzurdan ayrı kalmaktır.
Arapça “kurb” kelimesinden türetilen “kurbiyyet” yakınlık, yakın olma halidir. Bu kavram tasavvufta Allah'a yakınlık anlamında kullanılır. Yakınlık veya uzaklık zaman, mekân, mesafe, makam, aidiyet ve mensubiyet açısından değişkendir.
“Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kâf Sûresi. 50/16)
Allah’a katında perde ve uzaklık yoktur. Allah, kuluna şah damarından daha yakındır. Uzaklık ve perdeler kul tarafındadır. Bize aittir.
Vaktâ ki Hz. Âdem ve Havva (asm), Şeytan’a uydular. İlahî bir hikmet gereği dünyaya sürgün edilince hemen tevbe ettiler. Affedildiler lakin insanlık âleminin dünya sürgünü, “Şeytan ve Dünya” ile imtihanı başlamış oldu. Fizikî mekân olarak (Cennet) çok yücelerden; varlık âlemindeki en alt makama, bir gün parçalanıp yok olacak olan değersiz dünyaya indiler. Bu inişe arifler nüzul/indirilmek dediler.
Aşağılara indirilen insanın gayreti hikmete dönük ve içgüdüsel olarak tekrar eski makamına yükselmek, eski yakınlık derecesine kavuşmaktır. Bu çabaya da arifler, urûc/yükselmek dediler.
Zaten halk arasında “oruç” denilen ibadetin amacı “urûc” etmektir… Manen yükselmektir.
Allah için kurban kesmek ibadeti Hakk’a kurbiyyet içindir. Manen yaklaşmak, Hakk’ın huzuruna kabul edilmek içindir. Kurban kesmekten maksat, bu ibadetle Allah’a yakınlık kazanmaktır.
“Allah’ın adını anarak kestiğiniz hayvanların etleri ve kanları Allah’a ulaşmaz. Ancak O’na ulaşan, yalnızca sizin takvanızdır. Böylece bu nimetleri size tahsis ettik ki, sizi doğru yola iletmesinden dolayı Allah’ı büyükleyin diye. İyi ve güzel davrananları müjdele.” (Hacc Sûresi. 22/37)
Ayete dikkat buyurunuz… Allah için kesilen kurbandan maksat; et için kurban kesmek, kilo hesabı yapmak değildir. Halis bir niyetle Allah’ın emrini yerine getirerek; Allah’a yaklaşmak, rızasını kazanmaktır.
“Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.” (Kevser Sûresi. 1-2)
İbadetlerin ruhu esastır. Yakınlık vesilesi olan kurban ibadetinde, Hz. İbrahim’in kurbiyyeti, Hz. İsmail’in teslimiyeti gizli.
Allah, bizleri kurbanın esrârına mahrem eylesin.
Sırrına erebilmek niyetiyle…
Kurban bayramını idrak etmek üzereyiz.Malum İbrahim as. Oğlunu kurban adağı etmesi ile bu olay başlar. Fakat bu hadisenin birde evveliyatı var şöyle ki ; Adem as. Oğullarından Habil ile kabil bir kız ile evlenmek isterler.
Olay babaları Ademe anlatılır oda iki oğluna Allaha adakda bulunmalarını ister.O zamanın şeriyatına göre adaklar hemen kabülleri belli olurmuş. Habil çoban olduğundan sürünün en iyi koçunu Allaha adak olarak getirir. Kabil ise çifçiymiş, o da buğdayın en kalitesiz olanı ve çürük başak desdesi getirir.
Allah Habilin adağını kabül edip koçu göğe çekip almış. Böylece Habil istediği kızla evlenmiş.Kabil ise buna kızarak kardeşi ni öldürmüş.Böylece dünyada ilk insan öldürme işi gerçekleşmiş oldu.
Adem as. Bu olaydan sonra oğlu kabili oradan sürdü.Kabil doğu tarafına bir rivayete göre hindistan tarafına gitti. Yolunun üzerine, şeytan insan kılığında çıkıp, kabile çamurdan put yaptırdı ve içine giren cin ile putu konuşturup hareket ettirdi.
Bunu gören kabil, ilk put yapan ve puta tapan kişi oldu. Böylece budizmin de kurucusu oldu.”Bu günden kıyamete kadar ne kadar insan cinayati ve putculuk ile buduzim inancının toplam günahının hepisi kabilden sorulacaktır.”
Gelelim İbrahim as.nın Allaha adadığı oğlu İsmail as.mın kurban anında Cebrail as.mın getirdiği koç işte Habilin göğe çıkarılan koçudur. Yani bu gün kurban bayramlarında kestiğimiz koç olayının hikayesi budur. Sünnet olan kurbanlık “BEYAZ KOÇ KESMEKTİR”
Peygamberimiz sav. Her zaman kurban bayramın da beyaz koç kesmiştirİngiliz gizli servisleri öteden beri bizim bazı itikati yönlerimiz bozmak için çok altını ,rüşvet olarak dağıtıp”bazı” kendini dini oterite diye tanıtıp onların piyarını yaparak yanlış fetvalar verdirmiştir.(ingiliz ajanı lavrens kendi anılarında bunlardan uzun,uzun bahseder.) Misal “TÜTÜNÜN MEKRUK FETVASI – DOĞUDA BAZI ŞEYH GEÇİNENLERİN HABİRE TÜTÜN SARARAK İÇTİKLERİNİ ÜZÜLEREK GÖRÜYORUZ.” Bir de bu yetmiyormuş gibi şu sıloganı da dillerine pelesenk yapmışlar”DERVİŞİN AĞZINDA DUMAN,KALBİNDE İMAN VARDIR” palavrası ile kendilerini kandırıyorlar.
Oysa İmanlı yürekli biri çıkıpta kardeşim sıgaranın bu gün tıp oteritesi yüzlerce sağlığa zararı olduğunu yazıp,söylüyor.Sarımsak helal iken mescitlerimize sarımsak yeyip gelmeyin diyen Peygamberimizin sözünü nereye koyacağız.Sıgaranın kötü kokusu bırak yanındakini koca apartmanı rahatsız ediyor.Meleklerinin vay haline.
Büyük baş hayvanı kuban etmek,”YEDİ HİSSE “ pazarlarda iki yaşını doldurmamış yani “KAPAĞI ATMAMIŞ” Tabiri ile hayvanın ön iki süt dişinin düşmediği halde, kurban pazarında satılanları çok gördüm ve satıcısını uyardığım halde satmaya devam ettiler. Niçin bizim yetkililer bunu denetlemez.Çoğunun kurbanı etliğe dönüyor.
Peygamberimiz sav. Hz.Aliye ra. Şu öğütde bulunuyor; Ya Ali; Büyük baş hayvanın yağı (TERE YAĞI) nı,peynirini,yoğurdunu ye faydalıdır.Küçük baş hayvanın da etini ye faydalıdır.
KURBANININ KABUL OLDUĞUNU ANLAMAK TESTİ
Televizyonlarda her bayramda kaçan kurbanlık tosunlar gösteriliyor. Hatta bazı tosunlar kesme anında kan revan içinde kaçıyor.”BU HAYVAN HAL DİLİYLE ŞUNU SÖYLÜYOR.EY AMELİ BOZUK ADAMLAR,SİZİN İÇİN KURBAN OLUNMAZ” Şayet her hangi bir kurban büyük,küçük fark etmez kesim anına gidince bakın gözlem yapın,kurban bıçağın altına direnmeden,zorlamadan yatıyorsa,canını kolay veriyorsa,o senin amelinin kabul olduğunun işaretidir.Direniyorsa,çok zorluklar çıkarıyorsa diyor ki senin için canımı vermeğe değmez.İşte “TEST MEYDANI” ister inanın ister inanmayın size kalmış.
Müslüman her ahlakta olabir,ama yalancı olamaz.Yalanı şaka yollu da olsa terket..Müslüman yalancı olamaz.
Peygamber bir dakika önceki hali ile,bir dakika sonraki hali çok farklıdır,devamlı makam ve yükseliş halinde olduğundan bir önceki haline töbe istifar ediyordu.
Peygamberi sevmek onun sünnetini yapmaktan geçer.Nekadar fazla sünnetini hayatın ve yaşantında tatbik edersen o kadar çok seversin.
Sılayı rahim yapanlara Allah ahirette şefaat edecek.”Bürrü valideyyin” ana ve babaya iyilik yapmaya denir.Bidat ehlinin yaptığı ibadet ve dua kabul edilmez.
Peygamber (sav) Cuma’da mihraba çıktığında üç defa amin dedi sahabe sorar bunu.Birincide;Cebrail (as) demiş ki,anası ve babası sağ iken ona hizmet eden evlat Cennetliktir,onun gönlünü almayan Cennete giremezse o evladın burnu yerde sürülsün.
Başımıza gelen felaketin sebebi yapılan hıyanetten dolayıdır.Bunun çaresi kötü huyları terk etmektir.
Hikmet lisanın ve kalbin sukutunda olur.Çok konuşmakla olmaz.
Neyi ayıplarsan o ayıbı işlemeden ölmezsin.
İmanın örtüsü üçtür. 1-Haya 2-Takva,3-Cömertlik. Zikrullah bir insana açılınca velayet yoluda mutlaka ona açılır.Zikrullah bütün makamların esasıdır.Bundan gafle ya kalbin uykusu yada ölüm alametidir.(Nahıl:128)
Günahın en küçüğü göz zinasıdır.Tevhit cevahir gibidir.İmanın alametidir.Onun şuası bütün organlarını terbiye eder.Bedenini konturol altına alır.İman nurunun basiretinden senin yakın gözün açılır.Nesimiyi astılar onun iman nurundan yola dökülen kanı yolda “Lailahe İllallah” yazdı o kanın her zerresi tevhit getirdi.
Düya zevki kalbi öldürür.
Talha (ra) İkindi namazını cemaete yetişemedi,sebebi hurma bahçesini seyrediyordu.Ondan dolayı bu hurma bahçesini geldi Peygamber (sav) me vakfeyledi.”Beni cemaatten ayırdı diye”
Ahirette bütün şefaatçiler çoğu fukaradan olacak.Bunun için fukarayı kollamak lazım.
GÖNÜL TEMİZLİĞİ: Suret hakikata perdedir,hakikat sırrına mekan olan gönül kabesini putlardan temizlemek lazımdır.
Allah’ın beyti surette Kabe,hakikatta gönüldür,kalpdir.Ondan sonra her şey izafidir.
Resulullahın zahiri görüntüsü,beşeri mayası,dini ve şerri durumu nuru ilahisi,sırrı Muhammedisi,hakikatı insaniye ve hakikatı asliyesi vardır.Her kim ki bunları kendinde cem ederse,her cihetten ona varis ve hatta onun sülbünden gelmiş gibi olur.Doğru yolu gösteren veliler gibi ki bunlar veraset sahipleridir.
Hak’ka yaklaşmak için Peygamberimizin (sav) sünnetine uyup,sözlerini yapmak hareketlerini örnek almak lazımdır.Sonu Allaha sevgi ve Hak’ka yakınlıktır.
Resulün suretine uymak sıfatadır,hakikatını bilmek zatadır.Cimrilik,kötülük ve iki yüzlülük bunlar marazi sıfatlardır.Kalbi bunlardan temizlemek en mühüm iştir.
Uyku ile vaki olacak manevi mirac maddi ve manevi temizliğe bağlıdır.Temiz olmayana mükafat yoktur.Hak yolunda olanların daima iç ve dış temizliğine dikkat etmesi şarttır.
Maalesef günümüzdeki bütün bu kokuşmuşluklar ve sureten “virüs” gibi gözüken illetlerin siretteki sebebi önemlidir.”KULA BELA GELMEZ KUL AZMAYINCA” Olaya bu cihetten bakalım ki “YARABBİ İÇİMİZDEKİ AZGINLAR VE SAPKINLAR YÜZÜNDEN BİZİ CEZALANDIRMA” DİYELİM.
BAYRAM NEMAZINA GİDİŞ VE DÖNÜŞ
BAYRAM NEMAZINA BİR YOLDAN GİDİP "TEKBİRLER,TEŞRİKLER,SELEVATLAR İLE" BAŞKA YOLDAN EV DÖNMEK GİNE AYNI ZİKİRLER İLE MÜSTEHAPTIR.
KURBAN KESİLİRKEN YANINDA BULUN VE ONU GÖR.ÇÜNKÜ O KURBANIN KANINDAN YERE DAMLAYAN İLK DAMLA İLE ,SENİN BÜTÜN GÜNAHLARIN AFV VE MAĞFİRET OLUNUR.(HADİSİ ŞERİF)
KURBANIN CİĞERİ İLE ORUCU (KAHVALTI YAPMAK ) BOZMAK SÜNNETTİR.
KURBAN ETİNİ FAKİRLERE BOL,BOL DAĞITINIZ.
HADİS : iMKANI OLUP'DA KURBAN KESMEYENLER BİZİM MESCİDİMİZE GELMESİNLER BUYURUYOR.
HZ. MUHAMMED (SAV) 'İN YARADILIŞI
“ELHAMDULİLLAHİL A’LEMİL ALİYYİ HALAKAL İNSANE LEHU VE LEHÜL ÂLEM”
(Yüce ve ilim olan Allaha hamdolsun ki alemi yarattı.Alem onundur.)
Ey İlahi sırları öğrenmek isteyen sen şöyle bil ki , Hak Teala hazretleri Peygamberlerin binasına O’nunla Muhammed (as) ile başladı. Sonunu onunla bitirdi.Ve Kitab-ı Mecidi onun üstüne indirdi.
Bütün hükümleri bu Kur’anı Âzimüşşan’da bildirdi. Onun sıfatlarını Tevrat’ta, Zebur’da,İncil’de, ve Fürkan’da beyan buyurdu. O’nu Livaül Hamdile kamil etti.Böylece Nur-ı Kevneyn= Dünya ve Ahiret nuru ve Resul-i Sakaleyn= Beşerin ve Cinlerin Resulü oldu ve Kaabe Kavseyn (Hz.Muhammede gelen Cabrail (as) ın gökte birbirine yaklaşmasını Kaabe Kavseyn (iki yay ucu) mesafesi olarak bildiren ayeti şerifteki iki kelimedir.(necm.9) sırrını bilip Alemlerin Sultanı oldu.
Tahiyyat,selam ve dualar onun müttaki (günahtan sakınan) ve ebrar (fazilet sahibi olan) Ali (ehlibeyti) ve hayrı ve iyiliği çok ve her şeyin hakikatı kendilerine açık ve belli olan sahabesi üzerine olsun.
Allahü Teala şöyle buyuruyor:
“ELİF,LAM MİM. ALLAHÜ LÂ İLÂHE İLLAHE İLLA HÜVEL HAYYUL KAYYUM.NEZZELE ALEHKEL KİTABE BİLHAKKI MUSADDIKAN LIMÂ BEYNE YEDEYHİ VE ENZELET TEVRÂTE VEL İNCİL.MİN KABLÜ HÜDEN LİNNASİ VE ENZELEL FURKANE İNNELLEZİNE KEFERU BİÂYÂTILLAHI LEHUM AZABUN ŞEDİDÜN VALLAHÜ AZİZUN ZUNTİKAM.” (Ali İmran.15)
(Elif,Lâm,mim.Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. Ezeli ve ebedi dir,varlıklar O’nunla durur.Sana Kitabı hak ile ve önce inen kitapları tastik etmek ,doğrulamak üzere O gönderdi. İnsanları doğru yola iletmek için Tevratı da ,İncili de, daha önceden gönderdi. Fukanıda indirdi .Allah’ın ayetlerini tanımayanlar, inkar edenler için şittetli azab vardır.Allah azizdir ve intikam sahibidir.)
LEVLÂKE LEVLÂKE LEMÂ HALEKTÜL EFLÂK. (Eğer sen olmasaydın ben Eflaki yaratmazdım)
Hz.Abbas oğlu Abdullah ra. Der ki” Peygamberimiz sav. Şöyle buyurdu:
Hak Teala ilk önce benim nurumu yarattı. “Enâ minellahi vel mümünine minni” (Ben Allahtanım ve Müminler de bendedir.) diye buyuruyor.
Cenab-ı Hakk’ın bütün varlıkları Hz. Muhammed (sav) den yarattığına , ve onun bütün yaratıklardan daha üstün olduğu hakkında Resul-ü Ekrem (sav) bunlar gibi nice deliller beyan etmiştir.
Kutbül Muhakkıkin Hz. Ali (Kerrammallahu Vechehu) der ki :
Hak Celle ve Ala Hezretleri Arş’ı , Kürsi’yi , Cenneti ve Cehennemi,Yerleri ve Gökleri yaratmazdan önce Peygamberimiz (sav) Hz.lerinin nurunu yarattı. O’nun mübarek ruhunuda Adem (as) dan üç yüz yirmi dört bin yıl önce yarattı. Ondan sonra Hak Teala on iki perde yarattı. Biri KUDRET, biri AZAMET, biri MİNNET, biri RAHMET, biri SAADET, biri KERAMET, biri MENZİLET, biri HİDAYET , biri NUBUVVET , biri RİF’AT , biri HEYBET, biri ve on ikincisi de ŞEFAAT perdesidir.
Ondan sonra Resulullah Sallallahü Teala Aleyhi ve Sellem Hazretlerinin nuru on iki bin yıl KUDRET perdesinde durdu.
Sonra on bir bin yıl AZAMET perdesinde durdu. On bin yıl MİNNET, dokuz bin yıl RAHMET, sekiz bin yıl SAADET perdesinde, yedi bin yıl HİDAYET perdesinde durdu. Sonra altı bin yıl MEZİLET, beş bin yıl HİDAYET, dört bin yıl NÜBÜVVET, üç bin yıl RİF’AT , iki bin yıl HEYBET , bin yıl da ARŞ’ta durdu.
Daha sonra Hak Teala Hazretleri onu Adem (as) ın sulbüne (omurgasına) götürdü. Ondan İdris (as) a, ondan NUH (as) a geldi. Ta Abdül Muttalip oğlu Abdullah’a gelince en sonunda Hz. MUHAMMED MEKKEDE doğdu. Şahadet aleminde (dünyada) göründü.
Not: PEYGAMBERİ (SAV) sanki yoldan geçerken peygamberlik verilmiş gibi anlatan,şefaatı inkar eden,onu fazla abartmayın diyen zavallı sefihlere ithaf olunur.Ahiretin bir yılı dünya yılına göre bin yıldır.Yani yukardaki rakamların sonuna üç sıfır daha ekleyin ki dünya yılı olarak anlaşılsın.
“LA İLAHE İLLALLAHU MUHAMMEDÜN RESULÛLLAH. (Allahtan başka Allah yoktur,Muhammed O’nun Resulüdür.)
Hak Sübhânehu ve Teala Hazretleri bir kandil yarattı.Muhammed (as) in yüzünü dünyadaki yüzü gibi tasvir edip o kandile namaz kılıyor gibi koydu. Ondan sonra Nebilerin canları Muhammed (as) ın çevresinde iki yüz bin yıl tavaf kıldılar. Daha sonra Hak Sübhânehu ve Teala Hazretleri ruhlara: -Muhammede nazar edin ! diye buyurdu.
Ruhlarda o kandile baktılar, nazar eylediler. Onlardan her kim O’nun başını gördü ise yeryüzüne sultan oldu. Her kim alnını gördü ise âdil oldu. Her kim gövdesini gördü ise âlim oldu. Sözün kısası, her kim o mükerrem ruhun (sav) in bir mübarek âzasını gördü ise dünyada o uzva uygun bir san’at edindi. Ondan sonra Hak Teala Hazretleri halkı namaza buyurdu.
(Hz.Muhammed sav.in kandildeki sureti üzerine buyurulan namazın KIYAMI Elif’e, rükûu Hâ’ya, secdeleri MİM’e ve tahıyyata oturması da DAL’a benzer.)
Hak Teala Hazretleri, Enbiyanın suretini Muhammed (as) ın lâfzına benzer yarattı. Başı yuvarlaktır, MİM’e benzer. İki elleri HÂ’ye benzer. Karnı MİM’e benzer. Ayakları DAL’a benzer.
Ey ilahi sırları öğrenmek isteyen ! Size bundan sonra İnşaallahü Teâla Hazret-i Resûl’ün velâyetini, risaletini ve Kur’anın nasıl indirildiğini ve kudsi kelimeleri beyan edeyim.
Resûl-i Ekrem Hazretlerinden rivayet olundu ki,Hak Sübhânehu ve Teâla Hazretleri, Hazret-i Muhammed’in nurundan bir cevher yaratıp ona bakınca cevher eridi, su oldu. O su hareket etti bin yıl dalgalandı. Sonra Hak Teala Hazretleri, Muhammed (as) ın bu nurunu on bölüğe ayırdı:
Birinden: ARŞ’ı ,birinden KALEMİ,birinden LEVH’i, birinden: GÜNEŞİ,birinden: AY’ı, birinden:DURAN YILDIZLAR’ı,birinden:GEZEN YILDIZLAR’ı,birinden:KÜRSİY’i,birinden:MÜ’MİNLERİN RUHUNU,Onuncusundanda:HAZRET-İ MUHAMMED (SAV)’in cismini yarattı.
Tefsir ehli der ki:
Hazret-i Muhammed (sav) doğduğu zaman secde kıldı ve secdesinde:
-Ümmeti,ümmeti dedi. Kabenin dört duvarından sesler gelip:
Muhammed (sav) Hak Peygamberdir diyerek tanıklık verdiler.Kabe’de o anda Muhammed (sav)’e secde kıldı.
PEYGAMBERİMİZİN ANA VE BABASI VE AMCASI MÜSLÜMANDI
Nakledilmiştir ki, Kurtubi Tefsirinde Ebi Bekir bin Aliyyil Hatib ve Hafis bin Şahin der ki:
-Hz.Aişe (ra) dedi ki:”Son Hacda Resulullah (sav) Hacun’a gelince deveden aşağı inip ağladı.Ben de birlikte ağladım.Bir zaman gitti.Yine bana geldi.Ferahlanıp güldü.Ben:
-Ya Resüllallah; anam,babam sana feda olsun,benim yanımda ağlıyordun.Yine ferahlanıp gülüyorsun, bunun sebebi, hikmeti nedir? dedim. Hz.Resullullah (sav) :
-Anam, babam için ağladım ! Dua ettim! Dedi.Anamı Hak Teala Hazretleri geri diriltti.Bana iman getirdi. Sonra yine ahrete gitti. Ona ferahlandım dedi.
Kurtubi der ki: “Ondan sonra Hazreti Resul (sav) Hazretleri Mekke ile Medine arasına gelince babasının kabrine geldi.Onu da davet etti.Hak Celle ve Ala Hazretleri onuda diriltti. Oda imana geldi.Sonra ortadan kayboldu. Ben işittim ki amcası Ebu Talib de imana gelmiş sonra ölmüştü.
Şunu bilmek gerekir ki İmam-ı Kurtubi yalan söylemez.Elbette Resul-i Ekrem (sav) de RAHMETEN LİL ALEMİN olunca ana ve babasının artık mü’min olmaları layıktır.
Resul (sav) in kemaline şaşılamaz.Eğer sonradan babasını,anasını Hak Tealadan dilediyse diriltip ve imana getirip onlar yine ölmüş olabilirler. Çünkü nice Peygamberler ölüleri diriltmişlerdir.
Yunus (as) ölmüş iken Hz. İlyas’ı diriltti.Hz. İsa (as) beş kişiyi diriltti.Hazreti Muhammet (sav) in kendisi bunlardan daha faziletlidir,onun gibi bir sultanın babasını,anasını kafirlerle karşı karşıya Cehennemde bırakılması elbette doğru değildi.Bilmek gerektir ki o dünyaya Resüllük ve Yüce Nübüvvet ile gelmiştir.Hicretten sonra çok mücüzeler gösterdi ve kendisine Kur’an indi.
Önceki Peygamberler birkaç mücizeler gösterdiler.Ama bizim Peygamberimiz (sav) üç bin mücize gösterdi.Cebrail (as) otuz bin kere yer yüzüne indi.Yirmi yedi bin kere Hazreti Resul (sav) e indi. Üç bin kere de ondan önce gelen Peygamberlere indi.
NOT: Bizim yarım akıllı hoca geçinenler “Kılıç korkusuyla Müslümanlığı tartışılan ebu sufyan ve karısı hindi (Hz.Hamza (ra) efendimizin katili,ciğerini yiyeni cennete sokuyorlarda.muaviyenin oğlu yezit Peygamber evladı Hz.Hüseyin (ra) ve evladı resul yetmiş iki kişiyi kerbelada vahşice katledenleri allayan,pullayanlar Peygamber anası ve babasına ve Peygamber (sav) efendimize en zor dönemde ömrünün sonuna kadar kol kanat geren amcası Ebu Talibe bunu neden esirgerler akıl izan almaz.Sizde edeb ar yokmu …Edeb ya Hu…! insaf ya HU...!
Evliyanın kibarları “Tebbet” suresini bile namazda okumazlar edebden. Peygamberin amcası Ebul Eheb Peygamber dünyaya teşrif edince bu haberi getiren kölesini azat etti ve deve( kurban) kesti bundan dolayı, Allah onun cehennem azabını hafifletti.
İbni Mesut (r.a) dedi ki:
-Ondan sonra refref geldi.Peygamber (sav) o Refrefe bindi.Hak Teala hz. Ne yakın oldu.Nitekim Hak Teala hz.leri buyurur:
SÜMME DENA FETEDELLA FEKANE KAABE KAVSEYNİ EV EDNA” (Necim:8-9)
(Sonra”Cebrail” Hz..Peygambere yaklaş ve sarktı. Aralarında iki yay aralığı kadar yahut daha az “mesafe” oldu.)
(Yani, Kabe Kavseyn’den murat,iki kavis arası miktarı Hakka yakın oldu, demektir. Kabe, deyimi ile “bu kadar” demek istenmiştir.)
Uyun-ı Tefasir’de müfessirler der ki:
-“Kabe Kavseyn ev edna” da dört türlü Kavil vardır. Biri budur ki: Katade ve Hasan (r.a)’lar: “İki kavis kadar Hakka yakın vardı demektir.” Dediler.
İkincisini Mücahit (r.a) söylemiş ve şöyle demiştir:
“-Kirişin yaya yakın olduğu kadar Peygamber (sav) Hakteala’ya yakın oldu,demektir.”
ÖNEMLİ BİR NOT : Bizim iş bilmez hocalar,vaizler hala cami kürsilerinde Peygambere ilk vahi geldiğinde Peygamberin cabraili görünce tirtir titre diğini korkup eve geldiğinde Hz. Haticeye üzerimi örtün dediğini anlatıp durdular.Allah (cc) ile perdesiz bir yay kadar yakın görüşen Peygamber Sitretül mültehayı geçersem yanarım diyen Cebrailden hiç korkarmı ?,hiç titrermi?)
Peygamber (sav) Arş’a varınca ayağındaki nalını çıkarmak istedi.Bir ses işitti.Bu ses:
-Nalınını çıkarma ! Ta ki Arş ve Kürsi senin nalınının altında şeref bulsunlar! Dedi.
Hz. Muhammedde : - Yarabbi kardeşim Musa (as) nalınını çıkar dedin! dedi. Hak Teala hz.leri: - Ey Kasımın babası,Ey Muhammed sen benim katımda Musa gibi değilsin.Musa benim KELİM’imdir. Sen ise benim gerçekten HABİBİM’sin dedi.
Nakledilmiştir ki; Muhammed göklere çıkınca Levh: - Muhammed benimdir dedi.
-Kalem:- Muhammed benimdir dedi.
-Kürsi: - Muhammed benimdir dedi.
-Cennet: - Muhammed benimdir dedi.
-Hak Celle ve Ala Hazretleri: - Ya Muhammed ! Levh’i , Kalem’i , Arş’i , Kürsi’yi ve Cennet sana bağışladım ! dedi.
Resulü Ekrem Hz.leri: - Ya Rabbi ! Bunları istemiyorum ben ! Sen’den yalnız ümmetimi isterim ! dedi.
Zühretür Riyazda der ki: - Peygamber (sav) Mirac gecesinde beş türlü nesneye bindi.Ondan sonra Hak Tealanın huzuruna vardı.Önce Buraka bindi.İkinci Miraca, yani merdivene bindi.Üçüncü bindiği şey,birinci gökten yedinci gök’e kadar meleklerin kanadı idi.Dördüncü binek yedinci gökten Sidretül Münteha’ya varıncaya kadar Cebrail (as) ‘ın kanadıydı.Beşinci binek Altından bir döşek geldi,bunun adı Refref’ti.Nitekim Hak Teala Hz.şöyle buyurur:
“İZ YAGŞES SİDRETE MAYEGŞA” (Necim suresi:16)
(O an ki Sidreyi neler bürümüştü,neler.)
Muhakkikler derler ki: - O gece Peygamber (sav) ruhu ile Kabe Kavseyn’e ve sırrı ile “EVEDNA” ya erişti.Yani nefsini gökte bıraktı,ruhunu Sidretül Münteha’da bıraktı. Ve kalbini Kabe Kavseyn’de bıraktı..Böylece Rabbi ile ancak sır halinde kaldı.O zaman Hak Celle ve Ala Hazretleri nefse: - Gönül nerede diye sordu ve gönüle:
-Ruh nerede dedi ve ruha:
-Sır nerede diye sordu.Ve sır’a
-Habib nerede dedi.Ve sonra:
-Ey Habib ! Mağfiretle rahmet sanadır.Ya ruh rahmet ile keramet sanadır. Ya gönül,muhabbet sanadır.Ve ey sır,ben sanayım ! diye buyurdu.Bundan ötürü Hak Celle ve Ala Hazretleri Ayet-i Kerimede “EVEDNA” diye buyurdu.
Nakledilmiştir ki,Hak Teala Hazretleri:
-Ya Muhammed Bana hediye ne getirdin? Diye sordu. Peygamber (sav) :
-İki nesne getirdim.Biri taat,ibadet eksikliği,biri de cefa ve günah çokluğu dedi.Hak Celle ve Ala Hz.leri:- Taat, ibadet eksikliğini rahmetimle yarlıgadım.Cefa ve günah çokluğunu senin hürmetine ve şefaatına bağışladım dedi.
Nakledilmiştir ki: Ebu Bekir Sıdık (ra) der ki:
-Peygamber (sav) ‘e Hak Celle ve Ala hz.lerinin:
“FEEVHA İLA ABDİHİ MA EVHA” (Necm suresi:10)
(O da Allah’ın kuluna vahyettiğini vahy etti) kavli ne demektir diye sordu.
Peygamber (sav) : - “Hak Teala hz.leri diyor ki: “Ben onlardan yarınki ameli şimdi istemiyorum.” İkincisi:”Ben onların rızkını başkasına vermem,onlar amellerini niçin gayriye verirler.” Üçüncüsü:”Benim rızkımı yerler,benden başkasına niçin şükrederler ve bana hain olup niçin başkasına Salih olurlar.” Dördüncüsü: “Cehannemi ben kafirler için yarattım,onlar kendileri Cehenneme gitmek için çaba harcarlar” diye cevap verdi.
NOT:BÖYLE BİR PEYGAMBERE ÜMMET OLMAK BİZİM İÇİN NE BÜYÜK LUTUF ALLAHA NE KADAR HAMD ETSEK AZDIR.LAKİN SON ZAMANLARDA BAZI MÜNAFIK ZINDIKLAR, ŞEFAATI İNKAR EDİYOR.YAZIKLAR OLSUN O GAFİLLERE.
HZ.FATMA (RA)’NIN DİĞER İSİMLERİ VE MANALARI
1- Fatma isminin manası ; Şirkten ayrı düştü,uzak düştü,şerden uzak manasına gelir.
2-Fatmayı onlar anlayamadılar.
3-Emetullah
4-Zehra (;Nur,ışık demektir.)
5-Sıddike ;( Sadıklığın en üstün hali.)
6-Mübareke ;( Bereketli,çok faydalı (Kefser suresi) buna işaret ediyor.) “ Ömrümüz faydanız kadardır.”
7-Tahire; (Pak demek,hem temizdir,hemde temizleyicidir,”) su gibi”
8-Betül; ( Kopmak,Allah’dan gayrı bütün bağlantılardan kopmak.Yalnız Allah’a dönmek.)